TUTSAKLIK

Karanlık bir odadayım, içeride tek bir pencere yok. O'nun varlığını hissediyorum, birkaç adım uzakta olmalı. Peki neden hiç ses çıkarmıyor? En iyisi sağı solu yoklayarak nerede olduğunu tespit etmek. Evet! Evet! Nefesini hissedebiliyorum, çok yakınımda olmalı. Şimdi yakalayacağım, o da nesi? Telefonum! Telefonumun alarmı çalıyor. Buradan bir an evvel çıkmam lazım. 

Ama O benden önce davrandı, kapıyı açtı ve çıktı, acele edersem ben de çıkabilirim, hayır olmuyor, kapı çok uzakta değil ama yaklaşmaya çalıştıkça uzaklaşıyor, öyle bitkinim ki dizlerim tutmuyor, gövdemin ağırlığı altında sağa sola yalpalıyorum, biraz daha dayanmalıyım çok az kaldı... Yok olmayacak! Daha fazla ayakta duramam, en iyisi sürünmek, ama kollarımın bütün kuvveti çekildi birden... O kadar zorlanıyorum ki anlatamam... Kapıyla aramda sadece yarım metre mesafe var... Ha gayret! Kapı kapanıyor... Kapanmadan dışarı çıkmalıyım! Çok az bir aralık kaldı... Oradan geçmem lazım! Aralık ince bir çizgiye döndü... Bacaklarım, gövdem, kollarım hiçbiri çalışmıyor, başımla bütün bedenimi ileri atmaya çalışıyorum!.. Ve karanlık. Artık kapı görünmüyor. 

Peki şimdi ne olacak? O benim yerime geçmiş olabilir mi? Bu mümkün değil. Burada bitmiş olamaz. Birazdan uyanacağım ve her şey yine yoluna girecek. Peki uyanmak için ne bekliyorum? Zil çaldı, çoktan gözlerimi açmam gerekiyordu. Bedenimi harekete geçirmek için ne yapabilirim acaba? Hey! Uyan! Duymuyor musun ? Kımılda biraz, işe gecikeceksin. Parmağını dişleyeyim de gör! Off! Çok acıdı! Senin acımadı mı? Bir cevap ver. Bana ihtiyacın var! Sen, sen... Ben olmadan ne yapabilirsin ki... 

                                 
Seni en iyi tanıyan ben değil miyim? Tanımaktan öte sen ben değil misin? Neden beni dinlemiyorsun? Peki ama ben neden kendime söz dinletemiyorum. O benim içimde olabilir mi? O ne yapıyor acaba... O şimdi nerede... O benim içimdeyse eğer ben neredeyim? Bir rüyada mı arafta mı yoksa boşlukta mı sıkışıp kaldım... Ve en önemlisi bir daha dışarı çıkabilecek miyim?  

Hiç yorum yok: