DÜŞ DÖNÜMÜ

 Rüyalarım uzun zamandır bana bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Ama neyin nesi hiç bilmiyorum. Sadece kaçmayı arzuluyorum... Bir yerlere ulaşmam gerek... Koşmalıyım! Koşacak gücüm yok... Çöküyorum. Dizlerim üzerinde ilerlemeye çalışıyorum, olmuyor, sadece sürünüyorum. Bütün gücümü kullanarak; bedenimle, ruhumla, sesimle... Sonra bütün bedenim kaskatı olmuş şekilde uyanıyorum. Ellerim bacaklarımı yokluyor, acaba bütün bu olanlar? Hayır, hayır... Bacaklarım iyi durumda. Ama bedenim hala rüyanın etkisinde veya ben öyle sanıyorum. Çünkü sıradışı hiçbir şey yok. Sadece bir his... Boğucu ve kaygı dolu... Ama fazlası değil. 



Bu yüzden çabuk unutuyorum ta ki bir başka zaman aynı şeyleri görene kadar... Önce derin bir sessizlik, midemde bir ekşime, ellerimde başlayan karıncalanma ve artarak devam eden bir yürek çarpıntısı... İşte şimdi kaçmam gerekiyor. Arkamda ne var bilmiyorum. Koşmalıyım, sürünerek devam edeceğimi bilsem de koşmalıyım. Koşuyorum, koşuyorum, koşuyorum... Ellerimdeki karıncalanmanın dizlerime kadar ulaşması lazım, ama hayır! Hızla uçup gidiyor ellerimden. Koşmaya devam ediyorum. Yürek çarpıntısı geçti, kuş gibi havada süzülüyorum, her adımda biraz daha yukarıdayım. Adım adım gökyüzüne yükseliyorum. 


Sanırım kaçtığım şeyle yüzleşebilirim artık. Gökyüzünü tutuyorum ve ters yöne çeviriyorum. Hemen önümde benden kaçan biri var, arkasına bakmadan hızla koşuyor. İşte bu olmalı! Şimdi yakalayıp yüzünü çevireceğim. Ondan çok daha hızlıyım, elimden kaçması mümkün değil. O yavaşlıyor ben hızlanıyorum, O sürünüyor ben uçuyorum. Ama yine de olmuyor. Ben hızlandıkça aramızdaki mesafe daha çok açılıyor. 


Artık ulaşılmaz bir yerde, hiçbir şey göremiyorum ama karşı konulmaz bir arzuyla onu yakalamak istiyorum. Bütün gücümü kullanarak; bedenimle, ruhumla, sesimle... Sonra bütün bedenim kaskatı olmuş şekilde uyanıyorum. Bedenim hala rüyanın etkisinde veya ben öyle sanıyorum. Çünkü sıradışı hiçbir şey yok. Sadece bir his... Boğucu ve kaygı dolu... Ama fazlası değil.

Hiç yorum yok: