“Sen yanmasan, ben yanmasam, biz yanmasak, nasıl çıkar
karanlıklar aydınlığa…”
Filiz Coşkuner,
teyzesinin hayatından yola çıkarak sahneye taşıdığı “Özveri” isimli oyunda;
çocukluktan itibaren görev duygusuyla yetiştirilen Özver Hanımın özverili
hayatına ışık tutuyor ve ölümünden sonra özveride bulunduğu insanların
yaklaşımlarını tartışmaya açarak seyircilere özveriyle geçen bir hayatın
muhasebesini yaptırıyor.
Özveri bir sevme biçimi mi? Yoksa bir sorumluluk bilinci mi?
İnsan ne için özveride bulunur? Sevmek? Sevilmek? Zorunluluk? Peki ya özveri
ahlaki mi? Yoksa vicdani mi?
Özveri bir sevme biçimi ise sınırsız bir sevgi (agape)
olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü özveri bir anne baba sevgisi gibi sevilen kişiye
alan yaratmak için küçülmeyi, hiçleşmeyi, kendinden vazgeçmeyi göze alan
kuvvetli bir fedakarlık duygusu barındırır içinde. “Sunset Bulvarı” isimli filmde eski şöhretini
kaybeden sessiz film yıldızı Norma Desmond’un bir uşak gibi emrine giren,
yaşadığı ilişkilere göz yuman, onu mutlu edebilmekten başka hiçbir gayesi
olmayan kocası yönetmen Max Von Mayerling gibi. Norma senarist sevgilisini
öldürür, cinayeti öğrenen polisler Norma’yı evinden alıp götürmeye gelirler,
içeriye polislerle birlikte pek çok da gazeteci dolar. Mayerling’in düşündüğü
tek şey ise Norma’yı eski şöhret günlerini hatırlatacak bir veda mizanseni ile
uğurlamaktır. Çünkü bu Norma’nın son gösterisidir dolayısıyla Mayerling’in de
yaşayacağı son mutluluk.
Var olmanın
dayanılmaz zorunluluğu
Özveri; bir
sorumluluk bilinci ise, yaşadıklarıyla bir örnek teşkil etme kaygısı, bir
ideali gerçekleştirme arzusu diyebiliriz pekâlâ. Tıpkı Sokrates’in
düşüncelerinden dolayı yargılanması, suçlu bulunması ve sürgünü kabul etmek
yerine baldıran zehrini içerek ölümü kabul etmesi gibi…
“Sen yanmasan, ben yanmasam, biz yanmasak, nasıl çıkar
karanlıklar aydınlığa…”
İnsan ister sorumluluk bilinci diyelim ister sınırsız sevgi
içten gelen bir tepiyle özverili davranır. Takdir edilmek ya da birilerinin
ilgisini, sevgisini kazanmak maksadı ile özveride bulunmaz. Bu edim özveride
bulunan kişi için bir zorunluluktur çünkü başka türlü yapamaz; ya vicdanı ya
bilinci ona bir şekilde rahat vermez. Özverili olma hali kimi insanlar için aslında
bir yaşam biçimidir.
Sanırım meselenin bu kadar tartışılır olması da herkesin
hayata aynı şekilde özveri ile yaklaşamıyor oluşundan kaynaklanıyor. Çünkü
özveri çıkar gözetmeden yapılacak kadar gelişmiş bir bilinç ya da vicdan
gerektiriyor. Oyun sonrası kendi muhasebenizi yaparak acaba ben ne kadar
özveriliyim diye düşünmeden edemiyorsunuz bu yüzden.
Oynamak ile
doğaçlamak arası
Oyunun içeriği kadar oluşum süreci de bir hayli ilginç;
çıkış noktası İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (İBBŞT)
bünyesinde faaliyet gösteren Tiyatro Araştırmaları Labarotuvarı (TAL) ‘nda
hazırlanan doğaçlama çalışmaları olmuş. Atölye lideri Ersin Erçin bir hazırlık
çalışması olarak katılımcılardan doğaçlama sahne çıkartmalarını istemiş. Filiz
Coşkuner de yakın zamanda kaybettiği teyzesinin öldükten sonra yaptığı bir
konuşmayı doğaçlama sahne olarak çalışmaya taşımış. Canlandırılan sahneyi çok
beğenen Ayla Algan bu doğaçlamayı oyun olarak geliştirme teklifinde bulunmuş ve
Filiz Coşkuner 5 dakikalık iki bölümden oluşan canlandırmaları geliştirerek bir
tiyatro oyunu yazmış. Sahnelenme aşamasında yine Ayla Algan, Sevi Algan
Babaoğlu ve Ersin Erçin sanatçıdan desteğini esirgememiş. Oyun ilk olarak Ayla
Algan’ın hazırladığı “Boşlukta Kadın” projesi içinde sahnelenmiş. Ortaya çıkan
iş çok beğenilince bağımsız bir oyun olarak sahnelenmeye başlamış.
Hayatımızda ne kadar vericiyiz, ne kadar alıcıyız, nasıl bir
özümüz var? Tutkularımız mı ağır basıyor yoksa vicdanımız mı? Çıkarlarımızı gözetmeden
ne yapıyoruz? Başkaları adına bişeyler yapma zorundalığı hissediyor muyuz? vb
pek çok soruyla beynimizi kuşatan oyun ayrıca özgecil insanların, bu durumdan
şikayetçi olmasalar da, uğradıkları haksız muameleleri düşündükçe ister istemez
içiniz burkuluyor.
Oyun sonu gerçekleştirilen söyleşi bölümü de gösterinin bir
parçasını oluşturuyor. Aynı zamanda psikolog olan Filiz Coşkuner oyun sonrası
yaptığı söyleşilerle konuyu enine boyuna ele alıyor, seyircilerin duygu ve
düşünceleri ile özveri kavramını tekrar tartışma konusu ediyor.
Oyun takvimini öğrenmek ve ayrıntılı bilgi almak için filizcoskunerbalekursu@gmail.com
adresi üzerinden Filiz Coşkuner ile iletişime geçebilirsiniz.
Yazan: Filiz Coşkuner
Yöneten: Ayla Algan, Filiz Coşkuner
Oynayan: Filiz Coşkuner
Görüntü: Ersin Erçin
Hareket düzenlemesi: Sevi Algan Babaoğlu
Koreografi: Filiz Coşkuner
Görüntü-efekt uygulama: Sim Yeremyan
Işık uygulama: Hakan Polacanlı
Süpervizör: Ayla Algan
Yöneten: Ayla Algan, Filiz Coşkuner
Oynayan: Filiz Coşkuner
Görüntü: Ersin Erçin
Hareket düzenlemesi: Sevi Algan Babaoğlu
Koreografi: Filiz Coşkuner
Görüntü-efekt uygulama: Sim Yeremyan
Işık uygulama: Hakan Polacanlı
Süpervizör: Ayla Algan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder